17 Şubat 2010 Çarşamba

Evlere Servis

Benim adım Hatice evlere temizliğe giderim ekmek paramı çıkartırım allahıma çok sükür.Kocam 4 sene önce vefaat etti ama ben güçlü bir kadınım.Atlatırım dedim. Atlattımda.Kocam apartmanın kapıcısıydı.Apartman sakinleride çok severdi kocamı.
O ölmeden 1 ay önce çocuk yapmayı bile düşüyoduk.Ama olmadı ömrü yetmedi.
Kocam öldü büyük bi karanlık içinde buldum kendimi .Bana uzanan eller çoktu allahtan.Bütün apartman sakinleri teker teker ziyarete geldi. Memlekete gitmem için aralarında para bile toplamışlar...Memleketime gittim dağlar, akarsular içinde derin bir nefes aldım ama yinede her gece kabuslar gördüm.O anı hiç unutamadım...

Apartmana gittiğimde evimin eşiğinden içeri bile giremedim.Allahtan Gülşen hanım geldi.Apartmanın önünde oturuken gördü beni.Ellerimden tuttu.Sıkıca sarıldı bana.
Onun o yumuşaçık elleri hiç yabancı gelmiyodu bana.O eller bana karanlık günlerimde ışık tutmuştu.Kadının sarılışında bile bir huzur vardı.Neden eve girmediğimi sordu; Korktuğumu işten ayrılmak istemediğimi ama elimden hiç bir şey gelmediğini söyledim ve o iki mübarek dudak arasında öyle kelimeler öyle harfler çıktıki sadece Gülşen hanıma boş boş baka kalmıştım.Bana dediki;'Gel bizde kal Hatice korkun geçtiği zamanda evine yeniden dönersin.'Bu zamanda böyle bir şeyi kim kime yapar.
'Ama kocanız var gülşen hanım ben o eve giremem tövbe 'dedim ama girdim ben o eve... İstanbula geldiğim andan itibaren ben zaten simsiyah penceresiz bir eve gelmiştim...Evde bitkisel bir hayat yaşıyodum.Ne konuşuyor ne televizyon izleyebiliyodum.Nerdeyse yemeği bana serumla vericeklerdi.Çünkü bizim oralarda öyledir tanımadığı bir erkekle aynı evde kalan kadına orospu derler ve anında köyden dışlanır.Babasının kızını evden atma hakkı bile vardır.Gülşen hanımın kocasının adı Serhattı.Serhat bey bir iş adamıydı eskiden ama o da türkiyeye gelen krizden nasibini almıştı.Krizden önce 6-7 trilyona yakın bir para ile fabrika açmıştı ama krizin gelmesiyle mallar elinde kalmıştı ve bir ton borcu vardı.Ama şaşırılacak derecede bana iyi davranıyodu.Ama bana bakışlarındanda çekinmiyo değildim.Belkide adamın niyeti o değildi.Bir gün gülsen hanım işi gereği günübirlik iş gezisine gitmişti.Benden gülşen hanıma yardım olsun diye ütüyü yapıyor evi toparlıyordum.Serhat bey geldi salona panik oldum nedenini anlayamadım.Önce anlamlı anlamlı baktı bana kanepeden.Ardından yanıma geldi kolay gelsin dedi.Hiç bir şey diyemedim.Diyemezdim...Bana kocamı unutup unutmadığımı sordu.Yüzüm dondu, ellerim buz kesti.Cevap veremedim.Bana sert bi ses tonuyla aynı soruyu bi daha sordu.Ben yine cevap vermedim.Artık niheti belliydi.Bana onu sevip sevmediğimi sordu.Terlemiştim iyice panik oldum.Bana heycanlanmamam gerektiğini söyledi.Ve dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdı.Ben geri çekildim.Kızmıştı.O da elimdeki ütüyü alıp kafama vurdu.Yere düştüm yarı baygın bir haldeyimdim.Herşeyi bulanık görüyodum.Ardından üstüme çıktı beni öpmeye başladı.Üstümden itmeye çalıştım olmadı.Beni soymaya başladı.Salon kapısının eşiğinde kocamı gördüm ...Elinde ekmek sepeti beni servise çağırıyodu.Sanki en baştan beri bizi izliyordu.Elime aldım ütüyü ve suratıma varca gücümle bastım.Suratımın eridiğini hissettim....Ayağı kalkıp bedenimi orda bırakıp kocamla servise çıktık....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder